Almanya, nitelikli iş gücündeki açığı kapatmak amacıyla uzun süredir göç politikalarını yabancı kalifiye iş gücüne açmış durumda. Türkiye, hem kültürel yakınlık hem de sağlık, mühendislik ve teknik mesleklerdeki nitelikli insan kaynağı sayesinde bu süreçte önemli bir kaynak ülke olmaya devam ediyor. Ancak 2025 itibarıyla, özellikle denklik ve göç süreçlerinde ortaya çıkan yeni uygulamalar ve bölgesel farklılıklar, sürecin daha karmaşık ve danışmanlık gerektirir hale gelmesine yol açtı.
Belge Bürokrasisi
Bazı Alman eyaletleri artık Türkiye’den alınan apostil belgelerini kabul etmemekte ya da tekrar yerel doğrulama istemektedir. Bu durum özellikle resmi belgelerin geçerliliği konusunda ciddi belirsizlikler doğuruyor. Örneğin, Türkiye’de noterden onaylı ve valilikten apostilli bir mezuniyet belgesi, bir eyalette kabul görürken başka bir eyalette ek kontrol veya yeniden doğrulama istenebiliyor. Ayrıca Türkiye’de yapılmış resmi tercümeler artık birçok eyalette geçerli sayılmamaktadır. Önceden noter onaylı tercümeler yeterliyken, bugün birçok eyalet yalnızca Almanya’da yeminli tercümanlarca yapılmış tercümeleri kabul etmektedir. Bu da süreçte hem zaman kaybına hem de ek maliyetlere neden olmaktadır.
Dijitalleşme Süreci
Federal düzeyde bazı kurumlar süreçleri dijitalleştirme yoluna gitmiş olsa da, bu sistemlerin uygulamaya geçmesi sırasında çeşitli sorunlar yaşanıyor. Örneğin, başvurular artık sadece çevrimiçi alınıyor; ancak sistemin teknik aksaklıkları ve karmaşık form yapısı, dijital okuryazarlığı sınırlı olan adaylar için ciddi bir engel oluşturuyor.
Profesyonel Rehberlik
Tüm bu süreçler, sadece belge toplama değil, aynı zamanda doğru zamanda doğru yere başvuru yapmayı, mevzuat takibini ve bireysel durumlara göre strateji geliştirmeyi de gerektiriyor. Bu bağlamda, profesyonel danışmanlık ya da rehberlik hizmetleri artık bir lüks değil, bir zorunluluk haline gelmiştir. Özellikle sağlık sektörü gibi yüksek regülasyonlu alanlarda, danışmanlık sayesinde aylar sürebilecek hataların önüne geçilebiliyor. 2025’te özellikle denklik süreçlerindeki yoğunluk ve yeni düzenlemeler, adayların üzerinde hem fiziksel hem de zihinsel bir yük oluşturmaktadır. Sürekli belge toplamak, doğrulama istemek, belirsizlikle beklemek ve tüm bu süreçlerde kariyerine ara vermek zorunda kalan adaylar, çoğu zaman süreci yarıda bırakma noktasına geliyor. Tüm bunların ötesinde, Almanya’ya geliş sonrası karşılaşılan konut bulma sorunları da büyük bir engel oluşturmaktadır. Yüksek kira bedelleri, sınırlı ilan sayısı ve ev sahiplerinin yabancı kökenli kiracılara karşı ön yargılı yaklaşımları, Türkiye’den gelen nitelikli iş gücünün barınma sürecini oldukça zorlaştırmaktadır. Konut bulunduktan sonra bile sürecin sona erdiği söylenemez. Yabancılar şubesinden oturum kartı almak, vergi numarası başvurusu yapmak, belediyeye kayıt yaptırmak, banka hesabı açmak, sağlık sigortası başlatmak gibi birçok resmi işlem yine dil bariyeri ve randevu yoğunluğu nedeniyle ciddi zaman ve emek gerektirmektedir.
Bu karmaşık yapı içinde danışmanlık ya da rehberlik hizmeti almak, sadece süreci kolaylaştırmakla kalmıyor; aynı zamanda adayların Almanya’ya başarılı entegrasyonu için kritik bir adım oluyor. Nitelikli göçmenlerin potansiyelini boşa harcamamak adına, doğru bilgi, doğru yönlendirme ve uzman desteği şart olmaktadır. Bir Avrupa ülkesine yerleşmeyi düşünüyorsanız, oraya tam uyum sağlayabilmek ve bir Avrupalı gibi davranmayı öğrenebilmek, bir uzmana danışmayı gerektiriyor. Bunun yolu da bir profesyonel danışmanlık ya da rehberlik firmasından geçiyor.
